ÖĞRETİM
İLKELERİ
1. Hedefe Görelilik
·
Öğretimi planlarken ilk kullanılması gereken
ilkedir.
·
Öğrenme-öğretme sürecinin hedef davranışlar
kazandırmaya dönük olması,
·
Hedefe uygun yöntem-teknik-materyal kullanma
·
Etkinlikleri hedef davranışları kazandıracak şekilde
düzenleme
2. Öğrenciye Görelik (Düzeye Uygunluk)
·
Bireysel farklılıkların dikkate alınması ve
öğretimin bireyselleştirilmesidir.
·
Öğrencinin ilgi, istek, ihtiyaç ve her türlü
hazırbulunuşluk düzeyinin (yaş, cinsiyet, önbilgiler) gelişimsel özelliklerin
dikkate alınmasıdır.
·
Öğretim sürecinde farklı teknik ve araçlardan
yararlanılmasıdır.
Not: Çağdaş eğitimde öğrenciye görelik hazır
bulunuşluğun dikkate alınarak öğretimin
bireyselleştirilmesi olarak da ifade edilir.
3. Aktivite (Etkin Katılım)
·
Öğrencinin öğretim sürecine olabildiğince çok
duyu organıyla dâhil edilmesidir.
·
Öğrencinin öğrenme çabası içerisine
sokulmasıdır.
·
Etkinlikler özellikle “yaparak yaşayarak öğrenme” temelli olmalı.
·
Katılım
artıkça kalıcılık artar.
4. Yaşama Yakınlık (Hayatilik)
·
Öğretimde ve içerikte günlük hayatta
kullanılabilir ve yararlanılabilir bilgilere yer vermedir. Yani öğretimin ve
içeriğin yaşamla ilişkili olmasıdır.
·
Dewey; “eğitim
yaşama hazırlıktan öte yaşamın ta kendisidir” diyerek hayatilik ilkesine
vurgu yapmıştır.
·
Sınıfta öğrenilen bilgilerin günlük yaşamda
kullanılması,
·
Öğrenilen bilgileri transfer etme,
Örnek: Çocuğun
matematik dersinde öğrendiği bilgileri market alış verişinde kullanması
Not:
Yaşama yakınlık ve Transfer ilkesi bir biri ile karıştırılır.
— Örnek:
Öğretmenin matematik dersinde öğrencilerini kantin alışverişine götürmesi
(öğrenme devam ediyorsa yaşama yakınlık)
— Çocuğun
matematik dersinde öğrendiği bilgileri market alış verişinde kullanması
(öğrenme tamamlandıktan sonra bilgi günlük yaşamda kullanılıyorsa transfer)
5. Transfer (Dayanışıklık)
·
Elde
edilen bir bilginin başka bir problemi çözerken (farklı alanda da)
kullanılmasıdır.
·
Daha
önce öğrenilen bilginin yeni bir durumda kullanılmasıdır.
6. Açıklık (Ayanilik)
·
Konuşma
ve yazı dilinin açık ve anlaşılır olması, örnekler ve araç - gereçlerle
öğretimi daha açık hale getirmedir.
·
Mantığı
konuyu daha anlaşılır hale getirmektir
Anahtar kelime: Konuşma dilinin açık net anlaşılır olması, araç gerek kullanarak açık
anlaşılır hale getirme
7. Ekonomiklik (Tasarrufluk)
·
Bir
taşla iki kuş vurma.
·
En az
emek, en az zaman ve en az enerji sarf edilerek en yüksek verimin alınmasıyla
ilgilidir.
7. Bütünlük
·
Öğrenme
sürecinde öğrencinin fiziksel, bilişsel, duyuşsal vb. tüm özelliklerinin bir
bütün olarak dikkate alınması ve her yönüyle dengeli bir biçimde eğitilmesidir.
·
Diğer anlamı: bu ilkeye göre bilgilerin birbirine bağlı ve birbirine tamamlar şekilde
sunulması gerekir.
9. Sosyallik (Otoriteye İtaat ve Özgürlük)
·
Öğrencilerin
kurallara uyma eğilimi göstermesi otoriteye itaattir.
·
Öğrenciye
kendi kararlarını verebilme, kendi kendini yönetme, kritik durumlarda özgür
kalabilme, hür kararlar verme mutluluğunu ve sorumluluğunu kazandırma
özgürlüktür.
10. Güncellik (Aktüalite)
·
Öğrenme
sürecinde günlük yaşamdan örneklerin (güncel bilgilerin) kullanılmasıdır.
·
Öğrencilerin
hayatın gerçekleriyle karşılaşmaları ve öğrenmeleri, işlenen dersler ile güncel
olaylar arasında ilişki kurabilmeleri bu ilkeyle sağlanır.
11. Bilgi ve Becerilerin Güvence Altına Alınması
·
Değişmeyen,
evrensel bilginin sonraki kuşaklara aktarılması bilgi ve becerinin güvence
altına alınması ile sağlanır.
·
Kullanılsın
ya da kullanılmasın gerçek bilginin öğrenci tarafından bilinmesi gerekliliği bu
ilke ile izah edilmektedir.
12. Bütünden Parçaya (Tümdengelim)
·
Öğretilecek
konunun bütünden parçaya, genelden özele doğru verilmesidir.
·
Öğrenciler
bütünü daha kolay algılar, bu nedenle önce bütünün ve genelin öğretilmesi de bu
ilke ile ilişkilendirilebilir.
13. Somuttan Soyuta
·
Öğrenci
için soyut olan bir kavramın materyal kullanılarak somutlaştırılmasıdır.
·
Bir
nesnenin önce somut hali gösterilir, sonra soyut kavrama geçilir.
·
Öğretmenin
nesneleri önce parmaklarını kullanarak saymalarını sağlaması sonra bu sayma
işlemini öğrencinin zihinde yapmaya başlaması,
Örnek:
Sayıların abaküs, fasulye ve parmakların kullanılarak öğretilmesi
·
Gözle
görülenden, elle tutulandan, görülmeyene ve soyut olana doğru öğretimin
yapılmasıdır.
·
Bireyin
zihinsel gelişimi de somuttan soyuta doğru gerçekleşmektedir.
·
Soyut
kavramların öğretiminde kullanılır. Mesela; sayı, sevgi, aşk gibi.
2013 KPSS: Bir sınıf öğretmeni, ilkokula yeni başlayan
öğrencilerinin, zihinlerinde sayı kavramını oluşturmalarına yardım etmek için
fasulye taneleri ile oluşturduğu kümelerle rakamları eşleştirmiştir. Öğretmen
somuttan soyuta ilkesini kullanmıştır
14. Bilinenden Bilinmeyene
·
Öğrencinin
önceki öğrenme yaşantılarında elde ettiği bilgi/deneyimlerin dikkate
alınmasıdır.
·
Yeni
bilgi ve deneyimlerin, eski bilgilerin üzerine inşa edilerek öğretim
gerçekleştirilmelidir.
·
Yeni
öğrenmelerle eski öğrenmelerin ilişkilendirilmesidir.
·
Önbilgi-Yeni
bilgi bağının kurularak öğretimin gerçekleşmesidir.
·
Öğrencinin
bildiklerinden hareket etmektir.
15. Yakından Uzağa
·
İçerik
hazırlanırken, öğrenme-öğretim süreci uygulanırken (yani öğretmen bilgileri,
örnekleri öğrenciye aktarırken) öğrencinin yakın zamanından başlayarak uzak
zamana, yakın çevresinden başlayarak uzak çevreye (Mahalleden kente, kentten
ülkeye, ülkeden dünyaya) doğru gidilmesidir.
2007 KPSS:
Çocuğun içinde yaşadığı çevre çocuğun öğrenme sürecini etkiler. Öğretim
stratejileri belirlenirken bu çevreye dikkat edilmeli ve çevre, öğrenme
sürecinde etkin olarak işe koşulmalıdır. Bu ifade yakından uzağa öğretim
ilkesiyle ilgilidir.
Anahtar kelimeler: İlçemiz, ilimiz, bölgemiz, yurdumuz. Çevre öğrenme sürecinde etkin
olarak işe koşulmalıdır.
MUSTAFA AKYOL
EĞİTİM BİLİMLERİ UZMANI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder