SINIF YÖNETİMİ

Sınıf:
Eğitim-öğretim
etkinliklerinin gerçekleştirildiği yaşam alanıdır.
Sınıf Yönetimi: Öğrenmenin gerçekleştiği bir
çevrenin oluşması için gerekli olanak ve süreçlerin, öğrenme düzeninin,
ortamının, kurallarının sağlanması ve sürdürülmesidir.
Sınıf yaşamının bir orkestra gibi yönetilmesidir.
Sınıf
yönetiminin amaçları
·
Zamanı
etkili bir şekilde kullanılmasını sağlamak
·
Sınıf
kuralların belirleyip öğrencilere benimsetmek
·
Devamsızlığı
en aza indirmek
·
Öğrencileri
motive etmek
·
Verimliliği
artırmak
·
Olumlu öğrenme çevresi oluşturmak
·
Öğrencilerin öğretim hedeflerine ulaşmasını
sağlamak
SINIF
YÖNETİMİNİN ÖZELLİKLERİ
1.
Sınıf yönetimi okul yönetimi içinde bir alandır. Sınıf yönetimini okul
yönetiminden
soyutlamak ve ayrı düşünmek doğru değildir.
2.
Öğretmenin yönetim yaklaşımı, sınıf yönetimini etkiler. Öğretmenin eğitim
felsefesi,
yönetim anlayışı, kişiliği sınıfı nasıl yöneteceğini etkiler.
3.
Sınıf yönetimi, öğretim ve sınıf düzeni temelleri üzerine kurulur. Öğretmen
sınıfını
amaçlarına ulaştırabilmek için bu iki alanda yeterliliklerini
kullanmaktadır.
4.
Toplumsal kültür, sınıf yönetimini etkiler. Sınıf yönetimi uygulamaları ve
yaklaşımları
ülkelerin kültürlerine göre farklılaşmaktadır.
5.
Sınıf yönetim biçimi, öğrencilerin ihtiyaçlarına, gelişim özelliklerine,
sınıfın
düzeyine
göre farklılık göstermektedir. Ana sınıfı öğrencisinin özellikleri,
ihtiyaçları
ile ortaöğretim öğrencisinin özellik ve ihtiyaçları farklılık gösterir.
6.
her ortamda geçerli olabilecek tek ve en etkili bir sınıf yönetim yaklaşımı
yoktur.
Sınıf yönetimi pek çok iç ve dış faktörden etkilenmektedir.
OKULUN ÜÇ TEMEL
İŞLEVİ
·
Öğrencileri dış çevrenin güçlüklerinden korumak,
onlara yaşamı kolaylaştırmaktır.
·
Dış çevrede kolay rastlanabilecek olan istenmeyen
davranışları okuldan içeri sokmayarak, öğrenci davranışlarını temizlemektir.
·
Dengeleme; bütün öğrenciler tek tip önlük giyerler;
aynı öğretmenlerden yaralanırlar; aynı sıralarda otururlar.
SINIFIN YAPISAL ÖZELLİKLERİ
1. Çok boyutluluk:
Sınıfta aynı anda bir çok etkinlik bir arada yapılabilmektedir. Kimi öğrenciler
okurken kimileri yazmakta, kimileri tartışmakta olabilirler. Bu sınıfın çok
boyutluluk özelliğidir ve öğretmen bu etkinlikleri sınıfın amaçları
doğrultusunda bütünleştirebilmelidir.
2. Yakınlık/Anındalık:
Sınıfta olaylar anında oluşur ve bunları ileri bir zamanda düşünmek, ertelemek
olanaklı değildir. Öğretmenin her olaya yetişmesi, her soruya yanıt olması
gerekir.
3. Tahminedememe/Öngörememe: Ne kadar iyi planlanırsa planlansın sınıfta olabilecek her
şeyi önceden tahmin etmek olanaklı değildir. Her şey yolunda giderken bir
öğrencinin burnunun kanaması ya da bayılması vb. bir olayı önceden tahmin etmek
olanaklı değildir.
4.Açıklık:
Sınıfta olup bitenlerde gizlilik yoktur. Olaylar herkesin gözü önünde yaşanır.
5. Ortak tarih:
Sınıf bir aile gibidir. Sınıfta yıl boyunca yaşanan olumlu ve olumsuz olayları
bütün sınıf birlikte yaşar ve yaşananlar ortak bir tarih oluşturur. Bu ortak
tarihin bilinmesi sınıfın geleceğine ilişkin kestirimlerde bulunmaya yardımcı
olabilir.
SINIF YÖNETİMİ
BOYUTLARI
1. Sınıf
ortamının fiziksel düzeni;
·
Sınıf
alanın çeşitli etkinlikler için bölünmesi, ısı, ışık, gürültü düzenekleri,
renkler, temizlik, estetik, eğitsel araçlar,oturma düzeni, öğrencilerin
gruplanması.
·
Sınıf
ortamının fiziksel çevresine ilişkin faktörler görsel,işitsel,ısınma faktörleri,mekansal ve kişisel alan faktörleri olmak
üzere sınıflandırılır.
·
Sınıfta
oda sıcaklığı 20 derece civarlarında olması gerekir.
·
Öğretmenin
öğrenciyle etkileşime girmesini gerektiren çok özel bir durum yoksa öğrencinin
kişisel alanına girmemesi gerekir.





2. Plan-program
etkinlikleri;
amaçlar esas alınarak planların yapılaması, kaynakların belirlenerek
dağılımının sağlanması, araç sağlama,yöntem seçme, değerlendirme.
3. Zaman
yönetimi;
sınıf içinde geçirilen zamanın etkinliklere dağılımı, zamanın ders dışı
etkinliklerle harcanmaması, sıkıcılığın önlenmesi, öğrencinin zamanın çoğunu
okulda-sınıfta geçirmesinin sağlanması.
4. İlişki yönetimi; sınıf
kurallarının belirlenip benimsetilmesi, sınıf yaşamını kolaylaştırmaya yönelik
öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen ilişki düzenlemeleri.
5. Davranış yönetimi; sınıf ortamının
istenen davranışı sağlayabilir hale getirilmesi, sınıf ikliminin
olumlaştırılması, sorunlar ortaya çıkmadan önlenmesi, yapılmış istenmeyen
davranışların değiştirilmesi.
SINIFTA
KULLANILAN ZAMAN
1.Planlı
Zaman: Öğretmen
ders planı hazırlarken değişik konular ve etkinlikler için belli zaman
belirler. Bu planlanmış zamandır.
2.
Ayrılmış Zaman: Öğretmenin
belli bir konu, iş ya da etkinlik için uygulamada ayırdığı zamandır.
3.
Meşgul Olunan Zaman: Öğrencinin
etkinlik ya da işe gerçekten ayırdığı zamandır.
4.
Akademik Öğrenme Zamanı: Öğrencinin iş ya da etkinlikle meşgul olduğu ve işi
başardığı zamandır.
Bu dört zaman kavramı birbirinden oldukça farklıdır
ve planlı zamandan
akademik öğrenme zamanına doğru süre giderek azalmaktadır.
Sınıfta zaman kaybını önlemenin en etkili yolu
sınıfta öğretimi engelleyici
etmenleri en aza indirmektir.Bu da etkili sınıf
yönetimiyle mümkündür.
SINIF YÖNETİM
YAKLAŞIMLARI
1.Rehberlik(Danışmanlık)
Yaklaşımı
·
Öğretmen
olumsuz davranışın giderilmesinde öğrencisine drama, gösterip yaptırma gibi
yöntemlerle rehberlik eder.
·
Öğretmen
doğru ya da yanlış davranışlar hakkında öğrencisine rehberlik etmesidir.
2. Davranışçı
yaklaşım
·
Sınıf
ortamında öğrenci davranışlarının davranışçı yaklaşımın yöntemleri ile
giderilmesini temel alan yaklaşımdır.
·
davranışçı
yaklaşım istenmeyen öğrenci davranışlarını şu yöntemlerle gidermeye çalışır.
·
Bunlar;
·
pekiştirme,
olumsuz pekiştirme, sorumluluk verme, time out, ortam değiştirme, sönmeye tabi
tutma, ceza gibi yöntemlerdir.
3.Etkili
öğretmenlik yaklaşımı
·
Olumsuz
davranışlar karşısında öğretmen ne yapmalı? sorusu yerine öğrencilerin olumsuz
davranışı nasıl önlenir? sorusuna cevap arayan yaklaşımdır.
SINIF YÖNETİMİ
MODELLERİ
Sınıf yönetimi
etkinliklerinin zaman boyutu,
bu etkinliklerin çeşitlenmesini sağlayarak, bunları farklı
modellere bağlamayı kolaylaştırır. Bir eğitim yılı bütünü içinde, önce bu
bütünün, sonra da gereksinim duyulan zamanlarda bütün içindeki tek tek
etkinliklerin veya etkinlik gruplarının,
farklı modellerle yürütülmesi gerekebilir. Model
seçimi ve kullanımı,
amaçlara, kaynaklara ve
gereksinimlere göre değişir.
Eğitim alanındaki
gelişmeler, toplumsal gelişmelere
de bağlı olarak, sınıf yönetimi modellerini baskıcıdan
demokratiğe, yönelimliden amaç yönelimliye,
öğretmen ağırlıklıdan öğrenci ağırlıklıya yönlendirmiştir. Bu
yönelimlerin seçimi, yine de yönetim
durumuna, ortama, olaylara, sınıf
sisteminin çevresine göre kaymalar gösterebilir.
Örneğin, yönetim algısı şekil
ağırlıklı olan bir
okulda öğretmen, amaç yönelimli modeli kullanmak için bu şekil özelliklerinde değişiklik yapmaya kalktığında, okul
yönetiminin tepkisiyle karşılaşabilir. Bu tepki aşılamazsa, öğretmenin
benimsediği modelde, tepkiye yanıt verici değişimler gerekebilir.
Sınıf yönetimi modelleri, tepkisel,
önlemsel, gelişimsel ve bütünsel olarak gruplanabilir. Her modelin
kullanımında, farklı yöntemler
uygulanabilir. Örneğin, tepkisel
modelin kullanımında, demokratikliğin veya
öğrenci ağırlıklı olmanın seçenekleri, birer yöntem olarak uygulanabilir: Sınıfa kitap
ve defter getirmeyen bir öğrenci
davranışının değiştirilmesi amacı
ile tepkisel modeli kullanırken, öğrenciyle görüşme, veliyle
haberleşme, okul yönetiminden
yararlanma, aileye dış destek
sağlama, yerel yönetimlerden
yararlanma, hukuk sistemini
devreye alma yöntemlerinden birini veya birkaçını kullanabilir. Yöntem
seçimi, amaçlara, olaya, tarafların
özelliklerine göre değişir.
Bu yöntemlerin kullanılış biçimleri farklı teknikler olarak görülür: Öğrenciyle
görüşme yönteminde, doğrudan görüşme tekniği kullanılarak kitap
ve defteri konu edilip soruna yaklaşılabileceği gibi,
asıl konunun o olduğu farkettirilmeden, başka bir konu ile giriş yapılıp defter
ve kitapla ilgili olanlar, sanki asıl
konu o değilmiş gibi ele alınarak dolaylı görüşme tekniği kullanılır. İkinci teknik, duyarlığı yüksek, çekingen
çocuklarda ve açıkça tartışılması rahatsızlık yaratabilecek konularla
ilgili konuşmalarda daha uygundur.
1.
Tepkisel model
·
İstenmeyen
bir düzenleniş sonucuna veya bir
davranışa tepki olan sınıf
yönetimi modelidir; amacı,
istenmeyen durum veya
davranışın değiştirilmesidir. Bu anlamıyla, sınıf yönetiminin klasik
modeli olduğu söylenebilir, işleyişi,
istenmeyen sonuç-tepki şeklindedir.
·
Düzen
sağlayıcı ödül-ceza türü etkinlikleri içerir.
·
Etkinliklerin
yönelimi, gruptan çok bireyedir.
·
Bu modele sık başvurmak zorunda kalan
öğretmenin, sınıf yönetimi becerilerinin
yüksek olmadığı, diğer üç modeli gereğince kullanmadığı söylenebilir.
·
Modelin
zayıf yönlerinden birisi de her tepkinin bir karşı tepki doğurur olmasıdır. Ama sınıfta
istenmeyen bir davranış
ve sonuç oluşmuşsa,
bu modelin kullanılmasına da gereksinim duyulabilir.
·
Amacı,
istenmeyen durum veya davranışın değiştirilmesidir.
2.
Önlemsel model
·
Planlama
düşüncesine bağlı, geleceği kestirme, istenmeyen davranış ve sonucu, olmadan
önleme yönelimlidir.
·
Amacı,
sınıf sorunlarının ortaya çıkmasına olanak vermeyici bir düzenleniş ve işleyiş
oluşturarak, tepkisel modele gereksinimi azaltmaktır.
·
Bu
model sınıf etkinliklerini bir
"kültürel sosyalleşme süreci" olarak ele alır, sınıfta, yanlış
davranışa olanak vermeyen bir sosyal sistem oluşturmaya çalışır.
·
Eğitim
öncesi düzenlemeleri, istenen davranışın kolayca gösterilebileceği bir ortamı,
istenmeyen davranıştan uzaklaştırıcı kuralları, plan ve programları,
hazırlıkları içerir. Etkinlikler
bireyden çok gruba yöneliktir.
·
Davranış
sorunları ortaya çıkmadan, problem olacak davranışı önleyici şekilde önlemler
alma,
·
Planlama
düşüncesine bağlı olarak geleceği öngörme,
·
İstenmeyen
davranışı ya da sonuçlarının olmadan önleme yöntemidir.
3.
Gelişimsel model
·
Sınıf
yönetiminde öğrencilerin, fiziksel, duygusal, deneyimsel gelişim düzeylerinin
gerektirdiği uygulamaların
gerçekleştirilmesini esas alır;
bir uygulamaya geçilmeden önce, öğrencilerin ona bu açılardan
hazırlanmasını öngörür.
·
Öğrencilerin
içinde bulunduğu bilişsel,duyuşsal, devinimsel özellikleri
dikkate alarak bunların gerektirdiği uygulamalara yönelik aktivitelerin gerçekleştirilmesini öngören
bir modeldir.
·
Öğrencilerin
ilköğretim ve orta öğretimdeki gelişimsel özellikleri büyük farklılıklar
gösterir
·
Bu
açıdan sınıf yönetimi uygulamaları da değişiklik gösterir.
Jacobsen
(1985: 244) bu
modeli dört basamaktan
oluşturur.
Birinci basamak, onuncu yaşa
kadar süren, nasıl
öğrenci olunacağının öğrenildiği
zamandır, öğretmene çok iş
düşer,
İkinci basamak,
on-oniki yaş arası
dönemdir. Sınıf yönetimine
verilen ağırlık azalır, öğrenciler olgunlaşma yolunda, sınıf düzenine uymaya,
öğretmeni hoşnut ermeye isteklidir.
Üçüncü basamak,
oniki-onbeş yaşlan arasıdır. Öğrenciler, zevk ve destek almak için
birbirlerine bakarlar, yetke görüntüsü verirler. Öğretmeni sıkıntıya
sokmayı seçebilir, bunun sonunda
arkadaşlarının beğenisini de kazanabilirler. Sınıf yönetimi kurallarının
nedenlerini ararlar.
Dördüncü
basamak
lise yıllandır. Öğrenciler, kim
olduklarını, nasıl
davranmaları gerektiğini anlamaya
başlarlar, sosyalleşir, akıllanırlar, yönetim sorunları azalır.
Çocukta ana baba ve yetişkinlerin
etkisi, yirmi yaş
dolaylarına kadar gittikçe
azalır, sonra artar. Arkadaşlarının etkisi ise gittikçe artar. Bu iki etkinin
kesiştiği oniki yaş dolayı, öğretmen ve ana baba için sıkıntı yıllandır
(Brophy, 1988: 6, 7).
Sınıf
yönetimi algılarını bütünleştiren bütünsel sınıf yönetimi modelinde önlemsel
sınıf yönetimine öncelik verme, grubu olduğu kadar bireye de yönelme,
istenen davranışa ulaşabilmek
için istenmeyenin nedenlerini
ortadan kaldırma vardır, istenen
davranışın uygun ortamlarda
gerçekleşeceği bilincine dayanarak ortam düzenlemeye,
bütün önlemsel yönetim
çabalarına karşın oluşabilecek istenmeyen davranışları
düzeltmek amacıyla tepkisel
yönetim araçlarından
yararlanmaya çalışılır. Bu
etkinlikler sürecinde seçilecek
davranış örgüleri, öğrencinin
gelişim basamakları ile uyumlu olanlardan seçilir. Bu model için sınıf
yönetiminin sistem modeli denebilir. Modelin çevre boyutunda; okul,
aile, boş zaman etkinliklerinin yer aldığı arkadaş çevresi vardır.
4. Bütünsel
Model
·
Bu
modelde okul aile iş birliği temele alınmıştır.
·
Sistem
yaklaşımı olarak da bilinir.
·
İstenen
davranışa ulaşabilmek için istenmeyen davranışların nedenlerini ortadan
kaldırmayı ön görür.
·
İstenmeyen
davranışın sürmesi durumunda tepkisel yönetim araçlarından yararlanır.
SINIFTA
İSTENMEYEN DAVRANIŞLARIN NEDENLERİ
1.
Sınıfın fiziksel yapısı ve düzeni
Sınıf sıcaklığı, sınıfı ışığı,araç gereçlerin
düzeni,sınıfın yerleşim düzeni, sınıfın kalabalık olması, görüntüsü vb.
2. Öğrenciden
kaynaklanan problemler
Dikkat toplayamama, öğretmene aşırı bağımlılık,
arkadaşlarını rahatsız etme,içe kapanıklık,kendini motive
edememe,dağınıklık,sınıfı hakimiyeti altına alma çabası,ergenlik dönemi
problemleri, aile ve çevre değerleriyle eğitimde edinilen değerlerin çatışması,karşı
cinse kendini beğendirme isteği
3. Öğretmenden
kaynaklanan problemler
Model olamama, doğru davranışın ödüllendirilmemesi,
öğrenci davranışlarına uygun tepki vermeme, sınıf yönetimindeki başarısızlık
vb.
SINIFTA
İSTENMEYEN DAVRANIŞLARIN ÖNLENMESİNE YÖNELİK YAKLAŞIMLAR
1)
İnsancıl Yaklaşım
Bu
yaklaşımın temelinde insanın doğru yapacağına inanma ve güvenme vardır.
Bu
yaklaşımda öğretmen öğrencileri dinler, kendi duygu ve düşüncelerini paylaşır,
kesin bir dille istenmeyen davranışlar hakkındaki düşüncelerini ortaya koyar.
2)
Davranışçı Yaklaşım
Öğretmenin
gerektiğinde güç kullanarak öğrenci davranışlarını biçimlendirmesi
yaklaşımıdır.
3)
Etkileşim Yaklaşımı
Öğretmen
otoriteyi öğrenciyle paylaşır. Sınıf kuralları birlikte belirlenir, problemlere
birlikte çözüm aranır.
4)
Müdahaleci Olmayan Yaklaşım
Problem
konusunda öğrenciyi bilgilendirerek, problemi öğrenciye çözdüren yaklaşımdır.
5)
Pazarlık Yaklaşımı
“Her
şeyin bir bedeli vardır.” anlayışına dayalıdır. Öğrenci sınıfta istenmeyen bir
davranışta bulunursa sorumluluğunu almak ve sonuçlarına katlanmak zorundadır.
SINIF KURALLARI
·
Kurallar,
sınıfta öğrencilerden beklenen ve yapması gereken davranışları gösteren yazılı
ifadelerdir.
·
Kurallar önceden verilmiş hazır karalardır.
·
Deneyimlere dayanarak, gelecekte belirli durumlarda
nelerin nasıl yapılmasının iyi olacağının, nelerin beklendiğini, uyulmadığında
nelerin olacağını açıklayarak yöneticinin işini kolaylaştırır.
·
Öğrenciye davranışını önceden düzenleme şansı tanır.
·
Yansızlığı sağlar.
·
İnsanları göreve yöneltir.
·
Kurallara uymak yaşamak için yemek anlayışında
olmalıdır.
·
Kurallar en alt düzey beklenen davranışları
belirttiği için çaba düşüklüğü yaratabilir.
·
Kurallar grupça konmalı ve az sayıda olmalıdır.
·
Kurallar gerektiğinde değiştirilebilmelidir.
·
Kurallar görev yönelimli davranışları artırmalıdır.
·
Amaca hizmet etmeyen kural gereksizdir.
·
Sınıfta kurallar öğretmenin liderliğinde
öğrencilerce ilk günden belirlenmelidir
·
Kurallar belirlendikten sonra öğrencilere
öğretilmeli ve örnek uygulamalar yapılmalıdır.
·
Kuralların denetimine ilişkin öğretmen algısı her
alanı kapsamalıdır.
·
Öğrencinin kuralları bilmesi kendine güven, moral ve
başarısı üzerinde etkili olur.
·
Alt sınıflarda yazılı üst sınıflarda sözlü olabilir.
·
Kurallar ilişkin davranışın değiştirilmesi sürecinde
engelleme yerine öğrencinin mantığına seslenilmelidir.
Sınıf
kurallarının yararları
·
Öğrenciye
doğru davranış yollarını göstererek, sınıfta olumsuz öğrenci davranışlarının
meydana gelmesini önler.
·
Öğrencilere
hangi durumlarda nasıl davranacağını gösterdiği için gereksiz zaman kaybını
engeller.
·
Öğrencileri
belli bir etkinliğe başlarken belirsizlikten kurtararak;
-Kendilerini
güvende hissetmelerine yardımcı olur.
-Etkinliğin
sessizce ve belli bir düzen içinde yürümesine yardımcı olur.
-Etkinliğin
başarıya ulaşmasını sağlar.
-Öğrencilerin başarılı olmasını sağlar.
Sınıf
Kurallarının Belirlenmesinde Dikkat Edilecek Hususlar
·
Sınıf
kuralları okul kuralları ile uyumlu olmalıdır.
·
Kurallar
öğrencilerle birlikte belirlenmelidir.
·
Sınıfta
beklenen olumlu davranışlar tanımlanmalı, olumlu ifadelerle kural cümlesi
haline getirilmelidir.
·
Kuralar
önemli davranışları kapsamalıdır.
·
Kural
sayısı az olmalıdır.
·
Kural
ifadeleri kısa ve açık olmalıdır.
·
Kurallar
gözlenebilir davranışları belirtmelidir.
·
Kurallara
uyma ve uymama davranışlarının sonucu belirlenmelidir.
·
Küçük
sınıflarda kurallar belirlendikten sonra öğrencilere doğru davranışlar rol
oynama tekniği ile öğretilebilir.
·
Kuralların
sınıftaki tüm öğrenciler tarafından öğrenilmesi için okulun ilk haftası her gün
tekrar ettirilmesi ve o gün kurallara ne derece uyulduğu ya da uyulmadığının
tartışılması gerekir.
·
Kurallara
uyulmasının sağlanması için öğrenci davranışlarının sürekli gözlenmesi,
kurallara uyanların pekiştirilmesi, uymayanların ise uyarılması gerekir.
·
Sınıf
kuralları çok detaylı, ayrıntılı olmamalı daha genel ifadeler yer almalıdır.

İSTENMEYEN
DAVRANIŞLARI GİDERMEK İÇİN YAPILACAKLAR
1.
Öncelikli olarak istenmeyen davranışın niteliği tanımlanmalıdır. Yani problemin
ne olduğu ve kaynağı belirlenmelidir.
Olumsuz
davranışlar dikkatsizlikten kaynaklanan, geçici ve sonuçları itibariyle fazla
rahatsız edici olmayan bir tarzda olabilir veya sürekli görülen, öğretmene,
sınıfa, fiziksel donanıma zarar vermeye yönelik olup, sonuçları itibariyle
oldukça ağır problemler ortaya çıkaracak tarzda da olabilir. Ne türde olursa
olsun, öğretmenin ilk olarak yapması gereken istenmeyen durumu, kaynağını ve
türünü belirlemek olmalıdır.
2.
Davranışı görmezden gelme
Davranışı
görmezden gelmek için, davranışı yapan kişi ve davranışı kasıtlı olarak yapıp
yapmadığı önemlidir.Planlı olarak yapılmayan, o anda meydana gelen ve geçici
davranışlar görmezden gelinebilir. Böylece olumsuz amacı olmayan öğrenci sınıf
önünde zor bir duruma düşmez. Zaten kendisi de pişmanlık duyar, bir daha
yapmamak için çaba gösterir.(Ancak bazen öğrencilerin dikkat çekmek için
yaptığı davranışlar da vardır. Bunlar da görmezden gelinebilir.)
3.
Sözel olmayan uyarma yollarını kullanma
İstenmeyen
davranışın yoğunluğu artıyor ve tekrar ediliyorsa ve aynı zamanda diğer
öğrenciler tarafından da yapılma ihtimali artıyorsa bu tür davranışları
görmezden gelmek doğru olmaz. Bu durumda öğretmen dersin işlenişini kesmeden:
-
Göz kontağı kurabilir.
-
Fiziksek yakınlık sağlayabilir. Yani öğrenciye yaklaşabilir.
-
Öğrenciye dokunabilir.
-
Sessiz kalabilir.(Aniden sessiz susma.)
4.
Sözel olarak uyarma
Sözel
olmayan uyarılar işe yaramıyorsa bu yönteme başvurulur. İki şekilde
yapılabilir.
- Soru sorma: İstenmeye davranışı yapan
öğrenciye doğrudan soru yöneltilebilir. Ancak bu, öğrenciyi rencide edici veya
açık yakalayıcı tarzda olmamalıdır. Sorular cevaplayabileceği zorlukta olmalı,
gerekiyorsa soru tekrar edilmeli veya ipucu verilmeli, doğru cevaplarsa
pekiştirilmelidir.
- İsmiyle uyarma: Öğrenme-öğretme
süreci devam ederken istenmeyen davranışlar sergileyen öğrenciye, ismiyle hitap
edilerek, etkinliğe katılması veya takip etmesi söylenebilir. Örneğin, Ayşe
tahtada soru çözerken, sınıfın arka tarafında dersi dinlemeyen Ali’ye öğretmen
şöyle diyebilir: “Ayşe, sen soruyu çözmeye
devam et, Ali, sen de buraya dikkatini ver.”
- Sorumluluk verme: Öğrenciye ders
içinde yapılan etkinlikle ilgili sorumluluk verilebilir. Örneğin, alınan
kararları not etmesi, bir aracı kullanması, sınıf dışından bir aracı getirmesi
vb.
5.
Kuralları hatırlatma
Özellikle
birden fazla öğrenci istenmeyen benzer davranışları yapıyorsa ve dersin akışını
bozmadan önlemek mümkün değilse, öğrencilere uymaları gereken kurallar hatırlatılmalıdır.
Bu yapılırken dersin işlenişi veya etkinlik durdurulmalı, tüm sınıfın dikkati
öğretmende toplanmalı, (birlikte belirlenmiş olan) kurallar ve yaptırımları
hatırlatılmalıdır.
6.
Sınıf dışında görüşme
Yukarıdaki
uygulamalara rağmen öğrenci istenmeyen davranışı sıklıkla yapmaya devam
ediyorsa, sınıf içi atmosferi gergin hale getirmemek için öğrenciyle sınıf
dışında görüşülmelidir. Ancak bu görüşmede öğrenci suçlanmamalı, ona yardımcı
olmak istendiği vurgulanmalıdır.
7.
Okul disiplin kurallarına başvurma
Tüm
yollar denenmesine rağmen olumlu bir gelişme gözlenmezse, okul yönetimini haberdar etmek ve okul disiplin
kurallarını işletmek gerekecektir.
İLETİŞİM
TÜRLERİ
Sözel İletişim
Kelimeler: Öğretmenin kullandığı kelimeler açık
net ve anlaşılır olmalıdır. Öğretmen öğrencilerin anlayamayacağı cümleler
kullanmamalıdır.
Etkin dinleme: Etkin dinleme, bir kimsenin
ilettiği sözlü mesajların arkasındaki sözel olmayan mesajları da anlayabilmek
olarak tanımlanabilir. Etkin dinleme becerisini kazanmak, öğretmenlerin
öğrencilerini anlamasını kolaylaştırır.
Etkin
dinleme; söylenenleri önemsemek, kavramak ve değerlendirmektir.
Ben dili: "Ben" dili, kişinin o anda
karşılaştığı durum veya davranış karşısında, kişisel tepkisini duygu ve
düşüncelerle açıklayan bir ifade tarzıdır. Duygu ve düşüncelerimizi içtenlikle
ifade etmemizdir. Başkalarıyla ilgili değerlendirme ve yorumlarımızı değil,
kendi duygu ve yaşantılarımızı açıklarlar.
Sen dili: Öğretmenin, öğrencinin davranışlarına
ilişkin, onu suçlayıcı, eleştirici, emir verici, tehdit edici ifadeler
kullanmasıdır.



Sözsüz İletişim
Göz teması: Öğretmenlerin öğrencileriyle iletişim
kurarken, öğrenciye doğru yönelmiş bir beden duruşu ve ilgili bir yüz
ifadesiyle birlikte onların gözlerinin içine bakması, öğrenciye “Ben ve benim
anlattıklarım dinlemeye değeriz.” mesajını vererek, öğrencilerin benlik
saygılarını artırıcı etkiler oluşturur. Ders esnasında öğrencilerle göz teması
kurma, öğrencilerin konu üzerinde dikkatlerini toplamaları da
kolaylaştıracaktır.
Vücut dili: Mesajın anlamını verebilmek için elin,
kolun, bedenin duruşunun, hareketlerinin ve yüz ifadelerinin kullanılmasıdır.
Etkili öğretmenler mesajı iletirken bir yerde sabit durmazlar, hareket ederler,
vücutları ders boyunca hareketsiz değil, eğilir kalkar durumdadır. Bu
hareketler, mesajı destekleyen hareketler olmalıdır.
Kişiler arası-sosyal mesafe: Birbirleriyle
iletişim kuran kişiler, algıladıkları yakınlık derecelerine göre, aralarında
“sosyal” bir mesafe bırakırlar. Araya konulan mesafe arttıkça, iletişim kuran
kişiler arasındaki ilişkinin resmileştiği varsayılabilir.
Ders
işlerken sık sık öğrencilerin arasında dolaşmak, dikkati dağılan öğrencilere
daha çok yaklaşarak, rastlantıymış gibi öğrencinin sırtına ya da omzuna
dokunmak, öğrencinin dikkatini öğretmenin üzerinde toplanmasına, daha da
önemlisi kendisini öğretmene daha yakın hissetmesine yardımcı olacaktır.
İletişim Engelleri
·
Bu
iletiler öğrencide olumsuz etki bırakan iletilerdir.
·
Emir
vermek, yönlendirmek
·
Uyarmak,
gözdağı vermek
·
Ad
takmak, alay etmek
·
Ahlak
dersi vermek
·
Öğüt
vermek, çözüm getirmek
·
Yargılamak,
eleştirmek, suçlamak
·
Yorumlamak,
tanı koymak
·
Sınamak,
sorgulamak
ÖĞRETMEN NİTELİKLERİ
2005 Programları ve Öğretmen Türkiye’de öğretmen
niteliklerinin
belirlenmesine ilişkin olarak MEB Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel
Müdürlüğü tarafından,1998 yılında “Öğretmen
Yeterlilikleri” isimli bir çalışma
yapılmıştır.
Bu çalışmada öğretmen nitelikleri, yeterlilik
alanları olarak ifade dilmiş ve bu
alanlar 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na
uygun olarak genel kültür, özel
alan ve eğitme-öğretme yeterlilikleri olarak ele
alınmıştır.
Eğitme-öğretme yeterlilikleri olarak isimlendirilen
öğretmenlik meslek bilgisine
ilişkin nitelikler, öğrenciyi tanıma, öğretimi
planlama, materyal geliştirme,
öğretim yapma, öğretimi yönetme, başarıyı ölçme ve
değerlendirme, rehberlik
yapma, temel becerileri geliştirme, özel eğitime
ihtiyaç duyan öğrencilere
hizmet etme, yetişkinleri eğitme, ders dışı
etkinliklerde bulunma, kendini
geliştirme, okulu geliştirme, okul-çevre
ilişkilerini geliştirme başlıkları altında sıralanmıştır.
ÖĞRETMEN NİTELİKLERİ
Öğretmenlerde olması gereken üç özellik; özel alan
bilgisi, meslek
bilgisi(pedagojik formasyon) ve genel kültürdür.
Özel alan bilgisi: Öğretmenin kendi alanı yani branşı ile ilgili bilgilere sahip
olmasıdır. Örneğin, bir tarih öğretmeninin tarih
bilgisi bu özellik ile ilgilidir.
Meslek bilgisi(pedagojik formasyon): Öğretmenin öğretmenlik mesleğini iyi
biliyor ve icra ediyor olması ile ilgilidir. Bir
insan iyi matematikçi olabilir ama iyi
bir matematik öğretmeni olmayabilir. Örneğin, bir
tarih öğretmeninin sınıf
yönetimi ve iletişim becerilerine sahip olması,
öğretim yöntem ve tekniklerini
etkili kullanması bu özellikle ilgilidir.
Genel Kültür: Öğretmenin
öğretmenlik mesleği ve kendi alanı dışında, içinde
yaşadığı topluma ve dünyaya ilişkin gelişmelerden
haberdar olması ve bunlara
ilişkin bilgilere sahip olmasıdır. Örneğinin bir
tarih öğretmeninin dili etkili
kullanması, konusunu işlerken coğrafyadan örnek
vermesi bu özellik ile ilgilidir.
ÖĞRETMEN TİPLERİ
İş
Öğretmeni: İş ilgisi yüksek öğrenci ilgisi düşüktür.Yapılacak işler
düzenlendiğinde iyi bir öğretme olduğunu düşünür.
Mahalle
Kahvesi Öğretmeni: Öğrenci ilgisi yüksek iş ilgisi
düşüktür.Öğretmen öğrencilere ilgi gösterirse onların benlik kavramlarını
geliştirirse,iyi bir öğrenmenin gerçekleşeceğini düşünür.İş onun için önemli
değildir.
Fakirleşmiş
Öğretmen: İşe de öğrenciye de ilgisi düşüktür.Öğretmenlerin öğrencilerin
öğrenmesi üstünde pek etkisi olmadığını düşünür.
Sınıf
Öğretmeni: Hem işe hem de öğrenciye olan ilgisi yüksektir.İkisine de olan
yüksek ilginin öğrenmeye etkisi olduğunu düşünür.
Yavaşlamış
Sarkaç: İşe de öğrenciye de ılımlı ilgi gösterir.Özellikle denetimi güç
bir sınıfla karşı karşıya kalan ve güvenini kaybeden öğretmenlerin durumudur.
ÖĞRENCİ TİPLERİ:
Öğretmenler gibi öğrencilerin de
farklı tipleri vardır.
Başarılı Öğrenciler: Bunlar derse yönelimli akademik açıdan
başarılı öğrencilerdir.Ders ve ödevlerini zamanında yaparlar.Pek disiplin
sorunu çıkarmazlar.Okulu severler,hem öğretmen hem de arkadaşları tarafından
sevilirler.
Sosyal Öğrenciler: Dersten ziyade kişilere
yönelimlidir.Başarılı olmak için gerekli yetenekleri vardır ama sosyal
ilişkilere derslerden daha fazla önem verirler.Çok arkadaşları vardır ve
arkadaşları onları severler ama öğretmenleri için bazen yönetim problemleri
çıkardıkları için sevilmezler.Derste öğretmen onları kolayca derse sokabilir ve
kolayca sorularına cevap alabilir.
Bağımlı Öğrenciler: Sıklıkla öğretmenden destek ve teşvik
beklerler.Ek çalışma ve yardıma ihtiyaç duyarlar.Sık sık parmak
kaldırırlar.Ortaokulda akademik başarıları düşük olur.Öğretmenler onların
başarılarını yükseltmeye çalışırlar.Arkadaşları onlara ders çalıştırmak
istemezler, çünkü onları sosyal açıdan yetersiz bulurlar.
Yabancılaşmış
Öğrenciler: Zor öğrenirler ve
muhtemelen okulu ter ederler.Çoğunlukla okul ve onunla ilgili her şeye açık
veya gizli baş kaldırırlar,düşmanlık beslerler.Öğretmenler genelde onlara
ilgisiz kalır veya reddederler.
Gölge Öğrenciler: Arka planda kalıp gözden kaçan
öğrencilerdir.Her şeyde ortadadırlar.Grup halinde etkinliklere katılır ama
kendilerini ortaya koymazlar,gönüllü olmazlar.Bazıları ürkek ve sinirli
bazıları ise sessiz ve bağımsızdırlar.Genellikle öğretmen ve diğer öğrenciler
onların farkına varmazlar veya iyi tanımazlar.
ÖĞRETMENİN YANLIŞ İNANIŞLARI
Kontrol
Etmeliyim: Buna inanan bir öğretmen sınıfta bağımlı ve isyankar bir ortam
yaratır.Öğrencinin her hareketini kontrol eder ,sıkı disiplin koyar,her
davranışı izne bağlar,öğrencinin aldığı karaları değil kendi kararlarını
uygular.Oysa öğrenciler kendi aldıkları kararlara daha fazla uyarlar.
Ben
Üstünüm: Öğrencilerden bilgi deneyim ve sorumluluk alanlarında önde olmasını,onlara
hakim olmak ve aşırı korumak olarak algılayan öğretmendir.Öğrencinin insan
değeri ve onur açısından kendisi ile eşit olduğunu düşünmez.Onlarda yetersizlik
ve değersizlik duyguları geliştirir.
Hakkım
Var: Öğrencileriyle karşılıklı saygı ve sorumluluk haklarına
duyarlı olmayan bunları tek başına kullanmaya yönelen öğretmendir.
Mükemmel
Olmalıyım: Kendisinde ve öğrencilerinde hata kabul etmeyen,kusurlu olma
cesareti gösteremeyen,gerçek üstü standartlara yönelen öğretmendir.
Ben
Önemli Değilim: Yukarıdakilerin tersine öğrencilerini korurken,kendi temel
gereksinimlerini gözetmeyen,öz değer ve yeteneklerine inanmayan,öğrencilerine
paspas olan öğretmendir.
Mustafa AKYOL
EĞİTİM BİLİMLERİ UZMANI
EĞİTİM PSİKOLOĞU
MUSTAFA AKYOL AKADEMİ KPSS KURSU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder